Fotoğraf, kelime kökeni olarak aşina olduğumuz, ışık ve görselleştirme, yazma kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Çekim sırasında yaşadığınız duygular, anılar o küçük vizörden baktığımız kocaman dünya ve zamanın bir karede sonsuza kadar sabitlenmesi… Bence sanatın en güzel hallerinden biridir fotoğraf. Bu güzel sanat bazen de haber ve bilginin yayılmasında araç olarak kullanılır, fotoğrafçılıkla ilgilenenlerin yakından tanıdığı, Usta Ara GÜLER’ in kendisini foto muhabir olarak ifade etmesi belki de en iyi tanımlamalardan birisidir.
Teknolojinin gelişiminden fotoğraf makineleri de nasibini almıştır. Fiyatlarının makul seviyelere inmesi, teknoloji ile ilgilenen bir öğrenci olduğum yıllarda benim de dikkatimi çekti. 2006 yılında ilk dijital makinemi aldığımda fotoğrafçılığa dair ilgim ve bilgim yoktu. Tek yapmak istediğim herhangi bir objeyi en net hali ile fotoğraflayabilmekti. Yıl 2008 olunca Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde Fotoğrafçılık Klübü bünyesinde eğitim aldığımda, anladım ki fotoğraf duygular ve kompozisyon ile oluşan çok büyük bir dünyaymış ve teknoloji bize sadece yardım ediyormuş.
İlk fotoğraflarımı ilk dijital makinemle çekmeye başlasam da artık tatmin etmemeye başlamıştı. 2010 yılında profesyonel makinemi aldığım an özgürlüğe koşmaya başladığım andır diyebilirim. Artık her şeyin fotoğrafını istediğim ayarda ve modda çekebilecektim. Ancak halen işin başında olduğumu, daha kat edilecek çok fazla yolumun olduğunu birkaç ay içerisinde öğrendim.
Bolu’da, öğrenciliğimin sol yılında, fotoğrafçılıkla ilgilenen farklı mesleklere sahip 10 kadar güzel insanla tanıştım. O dönemde dernekleşme süreci içerisinde olduklarını öğrendim ve sürece dahil oldum. Sonrasında büyüyecek ve onlarca defa fotoğrafçılık eğitimi ve gezi düzenleyecek Bolu Fotoğraf Sanatı Derneği (BOFSAD) kuruldu. Gezi, toplantı ve söyleşilerde konusunda yetenekli insanlardan fazlaca faydalandım.
Fotoğraf, yıllar içerisinde, benim için gezmeye bahane olmaya başladı. Görüneni daha farklı açılardan göstermek hoşuma gitmeye başladı, tabi naçizane duygularımı da katarak. Bunun yanında ışıkla boyama, soyut çalışmalar daha da çok ilgimi çekti. Bu alanda onlarca fotoğraf çeksem de asistanlık eğitimim başlayınca, mesleğimi çok sevmem ve tıp eğitimine verdiğim önem sebebiyle gezme ve fotoğraf çekmeye daha az vakit ayırabildim.
Fotoğrafçılığa meraklı, ilgilenenler için birçok ilimizde dernekler, internet ve sosyal paylaşım sitelerinde fazlaca gruplar mevcut olup fikir paylaşımı yapılmaktadır. Teknik ve kompozisyon konusunda fazlaca yorum ve öneriye ulaşılabilinir. Fotoğrafçılığın neresinde olursanız olun mutlaka öğrenilecek bir şey vardır. Başladıktan sonra gerisi kendiliğinden gelir…
Işığınız bol olsun…